Halkın Hukuk Bürosu’nun tutsak avukatlarından Aytaç Ünsal‘ın, İsrail’in İran’a saldırısı üzerine kaleme aldığı yazıyı paylaşıyoruz.
*
Sığınak – Av. Aytaç Ünsal
“Be hey zulmün tanrısı
İnsanlığın baş belası
Defol defol Amerika”
Defol Amerika-Grup Yorum
Emperyalist saldırganlık büyüyor. Yansak kavrulsak da Gazze’den Yemen’e, Lübnan’dan İran’a, Anadolu’ya dilimizde aynı şarkılar.
Çocuklarımızı yakanlara, bizi aç yoksul bırakanlara, hücrelerde, bombalarıyla evlerimizde katledenlere karşı aynı kini taşıyoruz.
Emperyalizmin, siyonizmin ve işbirlikçilerinin İran halkına yaptığı her saldırı sonrası bizde çatılara çıkıp “ABD’ye ölüm-İsrail’e ölüm” diye haykırıyor, meydanlara çıkıyoruz.
İran devletinin niteliğini tartışmıyoruz. “Ne o ne de bu “saflığı ve soyutluğuyla da bakmıyoruz. Çünkü bir mahalledeyiz. Oraya mafya-çeteler saldırıyor. Mahallemize hakim olmak istiyor. Onlara karşı direnen, tavır alan kimseyi tam da saldırı anında asla tartışmıyoruz. Mahallede din bezirganı, sahtekar bir hacı olabilir. Kendi çıkarı için mahalleliyi bezdirmiş de olabilir. Bu bizim sorunumuzdur, mahallelinin sorunudur. Eli kanlı mafya-çetenin hacının evini, dükkanını yağmalamasının mahalle halkının çok daha zararına olduğunu biliyoruz. O yüzden şimdi dünya halklarını haraca bağlamış haydut ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmine karşı direnenlerin safındayız. Hayata emperyalizm ve ezilen halklar çelişkisinin duruluğunda bakıyoruz.
İran’a yaptıkları bombardımanı, Maga şapkalarıyla beyzbol maçı izler gibi izleyen ellerinden kan damlayan vahşiler, beyinlerimizdeki bu duruluğun karışmasını istiyor. Korkuyla, şüphelerle, inançsızlık yaratarak berraklığı bulandırmaya çalışıyorlar.
Saldırılarına hep bu gözle bakıyoruz. Elbette ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri İran’ı bombalarken İran’ın gücünü kırmayı, iktidar değişikliğini de hedefliyor. Asıl hedef ise beyinlerimizdir. Bu nedenle egemenlerin medyasında 7/24 ABD B2 uçakları gösteriliyor. 13,6 tonluk mop bombasının patladığı anlar tekrar tekrar yayınlanıyor. Nükleer tesise zarar verme amacı tali kalıyor.
Sığınak, zırh delici bombalarıyla beynimizin derinliklerine inip yerleşmeye çalışıyorlar. Beyinlerimizde yeni dünya düzenini kurmak istiyorlar. Fakat beynimizdeki en ulaşılmaz sığınak olan umudumuzun zırhını aşabilecek, dünyanın en güçlü savunma sistemi olan Marksist Leninist ideolojimizi yenebilecek bir silahları yoktur.
O yüzden emperyalizmin mutlaka ezileceğine, halklara hesap vereceğine olan inancımıza dokunamıyorlar, dokunamazlar. Belindeki hançerle meydanda “kahrolsun emperyalizm” diye haykıran 13-14 yaşındaki Husi’nin, Gazze’de “özgür vatana çocuklarımız feda olsun” diyen annelerin, İran’da bombalar altında ABD’ye öfke haykıran milyonların, Avrupa’da sokağa çıkan halkların, ABD’de Bushnell’lerin, Rodriges’lerin coşkusunu taşıyoruz.
Çünkü biliyoruz ki kaynaklarımızın yağmalanmasında, zeytinliklerimizin yutulmasında; madenlerle vatanımızın delik deşik edilmesinde, açlığımızda, kuyu tipleri tecritte, ayağımıza değen taşta, antidepresanlara mahkum mutsuzluğumuzda, bütün acılarımızda ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri vardır.
“Bağımsız Türkiye” “Kahrolsun ABD emperyalizmi” sloganlarımızı büyütüyoruz. Bir gün, İnönü Stadındaki Grup Yorum konserinde söylediğimiz Defol Amerika marşını dünya halklarından oluşan bir koroyla milyonlar olarak söyleyeceğimizden güneşin varlığı kadar eminiz.
Devrimci avukatlar olarak o korodaki yerimizi aldık. ABD emperyalizmine ve bütün işbirlikçilerine karşı her türlü tavrı alarak sizi de omuz başımıza bekliyoruz.