TAYAD’lı Aileler, Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nden aldıkları bilgiler çerçevesinde, sözkonusu hapishanenin Aralık Ayı Hak İhlalleri Raporunu yayınladılar.
Raqporda, hapishanede en başta haberleşme ve iletişim hakkının ve tedavi hakkının engellendiği, örnekleriyle anlatılıyor.
Ayrıca Tecriti derinleştiren bir çok uygulama sözkonusu.
Aşağıda Kandıra 1 No’lu F tipi Hapishanesi Aralık Ayı Hak İhlalleri Raporunu Yayınlıyoruz:
1) Haberleşme ve İletişim Hakkımız Engelleniyor
Bizlere gelen ve bizlerin dışarıya, başka hapishanelere gönderdiğimiz mektuplar istisnasız “sakıncalı” bulunarak karalanıyor. Başka mektup okuma komisyonlarından denetlenerek gelen mektuplar bile karalanıyor. Haberleşme hakkımız engelleniyor ve bu engelleme tamamen keyfi bir hal almış durumdadır.
-“masala” isimli kendi çıkardığımız karikatür dergimizi dışarıya göndermek istedik. Büyük oranda karalama kararı verildi.
-Nurgül Acar’ın Derya Taşkıran’a gönderdiği, anıların yazışmış olduğu soman içerikli mektup postası karalanarak engellendi.
-Gülay Efendioğlu’nun Muzaffer Elmastaş’a göndermek istediği mektup için karalama kararı verildi.
-Aysun Akdağ’ın başka hapishanelere gönderdiği 19 Aralık kartlarının hepsine karalama kararı verildi.
-Gülay Efendioğlu’na Marmara hapishanesinden gelen Rusya-Ukrayna konulu el yazısı ile yazılmış mektup “çalışma” olur gerekçesiyle verilmedi.
-Tülin Soyhan’a Selda Karataş’tan gelen mektup için karalama kararı verildi. -Türkan Özen’in gönderdiği iki adet 19 Aralık kartı için karalama kararı verildi. -Ayten Öztürk’e Beyza Gülmen’den gelen mektup için karalama kararı verildi.
Aynı zarf içinde aynı yere mektup gönderemiyoruz, hapishane idaresi bunu engelliyor. Posta ücretlerinin sürekli zamlandığı bu koşullarda maddi olarak da zor durumda bırakılıyoruz.
-Dışarda ya da başka hapishaneden adımıza gelen, içinde birden fazla kişinin mektubunun olduğu zarflar verilmiyor, gönderilen adrese geri postalanıyor. Buna ilişkin lehimize mahkeme kararı olmasına rağmen idare bu kararları yok sayıyor.
2) Tedavi Hakkımız Engelleniyor
Hastane sevklerimizde tekli kabinlerin olduğu (hücre tipi) ring araçları getiriliyor. Bu araçlar tecrit politikasının bir parçasıdır. Kabin içinde oturduğumuzda dizlerimiz ön duvara, kol dirseklerimiz yan duvara çarpmaktadır. İnsan onuruna aykırı bir uygulamadır.
-Nurgül Acar ve Sultan Işıklı 23 Aralık 2024’te Şehir Hastanesi KBB sevkine tekli ring nedeniyle gidemediler. Sultan Işıklı aynı ay içinde bu nedenle ikinci defa KBB sevkine sevkine gidememiş oldu.
-Aysun Akdağ diş sevkine tekli kabinli ring aracı nedeniyle gidemedi.
-Türkan Özen’in ayak bilek kemiği çatladı. 20 Aralık’ta Şehir Hastanesi ortopedi bölümünde alçıya alındı. Hastane dönüşünde hapishane giriş kapısında kaldığı hücreye kadar “tekerlekli sandalye yok” denilerek o haliyle yürütüldü.
3) Diğer Hak İhlalleri:
Aylık yapılan genel arama dışında sık aralıklarla hücre araması yapıldı.
–Sultan Işıklı’ya ailesi tarafında getirilen kol saati kapıdan alınmadı. Koli ile gönderilmeli denildi. Ailesi koli yoluyla gönderdi. Bu defa da “kantinde saat satılıyor” denilenerek verilmedi. Verilmeme kararı önceden tebliğ edilmiş duyurulmuş bir karar değil. Buna rağmen verilmedi. Aile masraf yapıp almış oldu.
-Sultan Işıklı’ya Go oyunu (Çin satrancı) İnfaz hakimliği kararı olmasına rağmen alınmıyor.
-Dergi satın almak istiyoruz, “bulamadık” denilenerek alınmıyor, ailelerimizin gönderdikleri de verilmiyor.
- Açık görüş için karton bardak, peçete gibi malzemeleri yanımızda götüremiyoruz, para verip kantinden aldığımız karton bardak ve peçetenin kalanı geri alıp hücremize götüremiyoruz, paramız çöpe gidiyor.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olanlar genelgede yer almasına rağmen sohbete çıkarılmıyor, sohbet hakları engelleniyor.
- Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerin kaldığı tek kişilik hücrelerde mutfak kısmı yok. Lavabo “ödenek yok” denilerek yapılamıyor. Bulaşık yıkama, diş fırçalama, el-ayak yıkama… hepsi tek bir lavaboda yapılmak zorunda. Koşullar hijyenik ve insani değil.
-ihtiyacımız olan cımbız verilmiyor.
-Haziran ayından bu yana kurumda kuaför bulmamaktadır. İhtiyacımızı dile getirdiğimizde “sorunu çözmeye çalışıyoruz” deniliyor. Ancak sorunumuz devam ediyor.
-yağmur yağdığında yağmur suları pencerelerden içeri giriyor. Hücrelerin için sürekli nem oluyor. Pencere çerçeveleri çürük “ödenek yok” denilerek değiştirilemiyor. Üşüyoruz ve vücut ağrılarımız hiç dinmiyor.
-kantinde ihtiyacımız olan ürünleri bulamıyoruz. Var olan ürünler kalitesiz satılan makası tırnak kesmiyor.
-Verilen yemekler çoğu zaman ihtiyacı karşılayacak miktarda olmuyor.
- Bu ay 5 kişiye ziyaret yasağı, 7 kişiye haberleşme ve iletişim yasağı, 1 kişiye etkinlikten men yasağı uygulandı.