Gerçeğin Demi’nde 18 Mart Salı günü yayınlanan, Newroz’un isyan tarihi ve bugüne düşen görevler üzerine sohbetlerin yer aldığı bölümün kaydını paylaşıyoruz.
***
Sömürücü ve zalimler yer yüzüne hakim olduğundan bu yana halkı daima karanlığa boğmaya çalışmışlardır.
Her şeyden önce halkın sorgulama yeteneğini yok etmişler ve hep kendi yalanlarıyla beyinleri doldurmuşlardır.
Ama bütün bu tarih boyunca sorgulayanlar, onların dogmalarını kabul etmeyerek aydınlanma yolunda yürüyenler de olmuştur. Ve onlar Prometheus gibi tanrılardan ateşi çalıp insanlığa yayan ve karanlığa gömülen beyinleri aydınlatanlardır.
Demirci Kawa’lar gibi zalim Dehak’a karşı dağlarda ateşler yakıp aydınlık saçanlardır.
İmam Aliler gibi İslam Devrimini kurtuluş gören halkı karanlığa boğan ve sömürüyü haklı çıkarmak için kullanan Muaviye karşısında ‘’ Tanrı tek ve onun karşısında herkes eşitse Tanrının Malı da (Beyt-ül Mal) herkese eşit dağıtılacaktır’’ diyenlerdir.
İmam Hüseyin Gibi, Sömürücü ve Zalimlere Asla Biat Etmeyen, Başını Daima Dik Tutanlardır.
Pir Sultan gibi ve Kızıldere’ de Mahir gibi ‘’Dönen Dönsün Ben Dönmezem Yolumdan’’ diyenlerdir. Denizler gibi ‘’İşte kement işte boynum asarsa’’ diyenlerdendir.
2000’lerin Kahraman Direnişçilerindendir. Ben Kerbela’da Güzellikten Başka bir Şey Görmedim diyerek zalime direnmenin güzelliğini anlamamızı sağlayan Sabo’nun Kızlarındandır.
Ve onlar kendilerinden öncekilerden ibret almayı bir an bile ihmal etmeyen, hep ileri diyen, şereflerini kaybetmemeyi her şeyin üzerinde tutanlardan ve başları hep dik olanlardandır.
Ancak kaçanlar, ihanet edenler, korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler, ar-namus bilmezler de var bu havalarda. Ve hep oldu.
Prometheus karşında Dehak’tı Tanrı Zeus…
İmam Ali Karşısında Muaviye safına Koştu Kardeşi Akil…
İmam Hüseyin karşısında İhanete koştu Kufe’li varlıklılar…
Mahir karşısında ihanetin Adı Oldu Münir Ramazanlar, Yusuf Küpeliler, Ertuğrul Kürkçüler…
Yoldaşlarını bir tas çorbaya satan, işkence altından kalkıp işkenceci kesilen hainler…
Ve en son Kürt Halkının on binlerce kahraman şehidinin kanları üzerinde tepinip, Demirci Kawa’nın dağlarda yaktığı aydınlık ateşini ve Mazlum Doğanların bedeni ile harladığı Kawa’nın ateşini söndürmeye ve bütün halkı karanlıklara mahkum edip sömürücü ve zalimlere koşanlar…
İşte bütün bunlar ve özellikle en sonuncular bu yılki Newroz’a çok özel bir anlam yüklemiştir.
Tüm Anadolu-Ortadoğu ve Orta Asya halklarına, Demirci Kawa’nın ateşini yakmaya devam eden, baharın güzelliğini, canlılığını ve bereketini temsil eden, beynimizin güneşi, geleceğimizin aydınlığı, şerefini satmaktansa canını vermekte bir an bile tereddüt etmeyen, başını hep dik tutan devrimci evlatlarının safına katılmaya çağırıyoruz. Tek kurtuluş ordadır!
BU YOLDA YÜRÜYENLERE VE BU YOLDA YÜRÜYEN EVLATLARININ OMUZUNDAN TUTANLARA ŞAN OLSUN!
YOLUMUZ KAWALARIN, İMAM HÜSEYİNLERİN, PİRLERİN YOLU OLSUN!
BU YOLDA YÜRÜMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYENLERE AŞK OLSUN!
GERÇEĞİN DEMİNE HÜ!