BİR TEK ARALIK AYINA ÜÇ KATLİAM SIĞDIRAN FAŞİST DÜZENE KARŞI MÜCADELE ETMEK İÇİN SADECE İNSAN OLMAK YETERLİDİR!
Anadolumuzun Cümle İnançlardan ve Milliyetlerden Halkları,
Bu kadim topraklar sömürü ve zulüm düzenleri kurulduğundan bu yana, kanlı katliamlar, işkenceler, vahşi cinayetler yurdu haline getirilmiştir.
Ancak zalimlerin zulümleri ne kadar vahşi olursa olsun, biz Anadolu halkları asla onlara boyun eğmedik. Tarihin hiçbir anı yoktur ki, sömürücü ve zalimlere karşı isyanlarla anılmasın. Can pahasına direnişlerle anılmasın.
Bu topraklardan Demirci Kawalar geçmiştir. Hak ve Hakikat için isyana kalkan Babailer geçmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli gibi halk bilgeleri geçmiştir. YÜRÜ BRE HIZIR PAŞA SENİN DE DEVRİN SONLANIR GÜVENDİĞİN PADİŞAHIN O DA BİR GÜN DEVRİLİR diyen PİRLER geçmiştir. Ortaklar Şehrini kuran Şeyh Bedreddinler geçmiştir.
Baba İshak’tan Kalender Şah’ a kadar bitmez tükenmez isyanlarla Osmanlı İmparatorluğunu toprağa gömmüştür bu halklar.
Özellikle emperyalizmin yeni sömürgeleştirmesinden beri hemen her anı işkenceler, zindanlar, katliamlarla anılan topraklardan olmuştur Anadolu.
İşte bu süreçte sadece Aralık ayına 3 katliam sığdırılmıştır.
Bu katliamların hedeflerindekiler ele alındığında bile, düşmanlarımızın ve dostlarımızın kimler olduğu ve kimlerin önderliğinde birleşmemiz gerektiği alenen anlaşılmaktadır.
24 Aralık 1978 Maraş Katliamı esasen Alevi inancındaki halkımızı hedeflemiştir. 19 Aralık 2000 hapishaneler katliamı günümüzün HAK VE HAKİKAT YOLCULARI OLAN, EŞİTLİK ADALET VE ÖZGÜRLÜK İÇİN CANINI ESİRGEMEYEN DEVRİMCİLERİ HEDEFLEMİŞTİR. 28 Aralık 2011 Roboski katliamı ise Kürt halkını hedeflemiştir.
Bütün bu katliamlarda halkımıza can pahası siper olan, direnişlerini örgütleyerek daha vahim sonuçlara ulaşmasını engelleyenler ve bütün katliamları kendilerine yapılmış gibi kabul eden protestolarla karşılayanlar ise DEVRİMCİLERDEN başkası değildir.
Yani Hapishanelerde elleri ve kolları bağlıyken yakılarak, kurşunlanarak, zehirli gazlar sıkılarak katledilen devrimcilerdir.
Çünkü faşizm de tüm zalim düzenler gibi bilmektedir ki, bütün tarih boyunca karşılarına dikilen bu onurlu damarın temsilcilerini yok etmeden rahat yüzü görmeyecektir. Onları yok etmeden cümle Anadolu halklarının direnişlerini durduramayacaktır.
İşte bu nedenle nerdeyse her gün her saat devrimcilerin canına, özgürlüğüne kastetmektedir. İşkence tezgahları durmaksızın onlar için çalışmaktadır. Zindan kapıları sürekli onlar için açık tutulmaktadır.
Aralık Ayının bütün katliamlarını ve şehitlerimizi andığımız bu günlerde, bu gerçekleri bir kez daha bilince çıkarmalıyız.
Özel olarak Alevi inancındaki halkımız Maraş katliamında bizlere göğsünü siper eden devrimcileri asla unutmamalıdır. Onları unutmamak, onlarla omuz omuza dayanışma içinde olmaktır. Onları unutmamak günümüzün HAK VE HAKİKAT YOLCULARININ KİMLER OLDUĞUNU ANLAMAKTIR.
Onları unutmamak onların saflarında sömürücü ve zalime karşı mücadeleye durmaktır.
Ve en nihayet onları anlamak, bugün Suriye halklarına karşı şeriatçı, siyonist, milliyetçilik adına hareket eden emperyalizmin cümle işbirlikçilerinin, katillerin, soykırımcıların, vatan nhainlerinin ve halk düşmanlarının karşısına dikilmektir. Herkesi yerli yerine oturtmakta ve gereken tavrı almakta bir an bile tereddüt etmemektir.
Pir Hacı Bektaş Moğol istilalarına karşı nasıl Anadolu halklarının birliğini ve direnişini örgütlemeye çalıştıysa, aynı bilinç ve ruhla tüm Ortadoğu halklarının birliğini örgütleyebilmektir:
BU YOLU, YOLU BİLEN HAK VE HAKİKATE YÜRÜYEN CÜMLE CANLARA AŞK OLSUN!
RIZA ŞEHRİNİN MENZİLİNE VARMANIN SOSYALİZM YOLUNA KOYULMAK OLDUĞUNU BİLEN TÜM YOLDAŞLARA ŞAN OLSUN!
HALKIMIZI HİÇBİR ZAMAN ÇARESİZLİĞE TESLİM ETMEYEN DEVRİMCİ YOLDAŞLARIMIZA VE ŞEHİTLERİMİZE ŞAN OLSUN!
KAHROLSUN EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN KATLİAMLARI!
YAŞASIN DİRENİŞ YAŞASIN ZAFER!
ALEVİ HALK MECLİSİ(CEM) DERNEĞİ