Home Program Anadolu'nun Sesi Anadolu’yu Sevmek Cesaret İster – 1

Anadolu’yu Sevmek Cesaret İster – 1

0

Sevgili Anadolu halkları, emeği, ekmeği, değeri, geleneği umut ile büyüten halklarımız. topraklarımızın emekçi halkları yeni bir köşe ile Halk Okulu olarak merhaba diyoruz.

Geleneklerimizin, değerlerimizin gücü Anadolu tarihinden geliyor.

“Anadolu’yu sevmek cesaret ister

Adım başı yoksulluk, adım başı kahır…”

Böyledir Anadolumuz ama tek başına bu değildir elbette. Bundan çok daha fazlasıdır… Taşı, toprağı, havası, suyu, denizi, dağları, nehirleri, gölleri, çeşit çeşit milliyetten-dinden-mezhepten insanları, gelenekleri, görenekleri, masalları, türküleri, ağıtları, halk oyunları, yiğitleri, kahramanları, çiçekleri, hayvanları, gözleri ışıl ışıl çocukları… En çok da emekçi, güvendi mi yüreğini açan insanıyla vatandır Anadolu!

Anadolu’yu sevmek umut verir insana

Adım başı taştan fışkıran ekmek

Adım başı destan destan Anadolu insanı…

Ağrı Dağı’nın, Torosların, Kaçkarların üzerinden yükseliyor beyaz bulutlar… Güneş dam başına vuruyor, kurutuyor biberleri, domatesleri… Davarların çanları çalıyor, otlarken yeşil çayırlarda… Bir şahin süzülüyor dağın tepesinden yamaca doğru… Arılar bir çiçekten ötekine konarken çekiyor özünü ve bala dönüştürüyor… İlmek ilmek halı dokunuyor; umutlar, sevinçler, kederler dökülüyor nakış nakış, motif motif… Takalardan denize atılıyor ağlar, balığın en bereketli zamanlarında… Buğday rengi kaplamıştır geniş ovaları, başaklar göğermiştir çoktan… Çeşit çeşit meyve sarkıyor dallarından ağaçların…

Yemişlerin en âlâsı, mutfakların en zengini bizdedir. Yok yoktur Anadolu topraklarında. Anadolu insanıdır üreten, yaratan, var eden…

Bu yüzdendir zenginliğimiz.

Alın terimiz karıştı Anadolu topraklarına… Biz işledik bu toprağı, biz aldık ürünü… Binbir emekle ürettiğimiz ürünü gerektiğinde yola döküp yakacak kadar bizimdir karış karış Anadolu…

Kanımız karıştı Anadolu topraklarına. Bu vatan bizimdir bu yüzden… Nice koç yiğitler verdik de toprağa, düşmanı sokmadık vatanımıza…

Şehitlerimizi tohum diye ektik toprağına… Kimseye verecek tek karış toprağımız yoktur…

Annelerimizin söylediği ninnilerde, ninelerimizin yaktığı ağıtlarda, gelinlerin eline yaktığı kınada, dile geldi de umut yere düşürmedik hiçbir zaman.

Vatan bizim evimizdir… Dağlarına sırt verdiğimiz, yaylalarında soluklandığımız, güneşiyle ısındığımız, ağaçlarından yemişler yediğimiz… Vatan bizim canımızdır… Sularıyla ekinlerimizi suladığımız, toprağıyla evimizi yaptığımız, havasıyla canlandığımız özümüzdür bizim.

Bu vatan bizimdir. Düşmana teslim etmemek için canımızı feda ettiğimiz, uğruna en güzellerimizi toprağa verdiğimiz…

Anlatmakla, saymakla bitmez Anadolu… Sayfalarca yazılsa bitmez…

İnsanı aynı karından doğmak kardeş yapıyorsa biz aynı vatanın çocukları olarak bir halk olduk… Bu vatanda doğduk çünkü bu vatanda serpildik, büyüdük… Vatan bizim toprağımızdır. Öyle ki “toprak” dedik hemşerilerimize…

Büyük, öfkeli, direngen ve daha pek çok güzel sıfatla süslenebilecek Anadolu’nun çocuklarıyız biz…

Lazı, Arabı, Çerkesi, Rumu, Ermenisi, Kürdü, Türkü, Çingenesi, Türkmeni, Zazası… Alevisi, Sünnisi…

Köklerimiz Anadolu’nun isyankâr tarihindedir. Baba İshaklar, Pir Sultanlar, Şeyh Bedrettinler, Dadaloğlular, Karacaoğlanlar, Kawalar, Seyit Rızaların… İsyan ateşidir, yüzyıllardır elden ele taşınan.

Beşiktir Anadolu. Ege Denizi’nden doğuda Ermenistan sınırındaki dağlara, kuzeyde Karadeniz’den, güneyde Akdeniz’e kadar çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiştir. Akadlar, Asurlar, Hititler, İyonlar, Urartular, Lidyalılar, Frigyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar… iz bırakmış, beslemiştir Anadolu topraklarını. Her bir uygarlık yarattıklarıyla zenginleştirmiştir Anadolu’yu.

Adım başı tarih, adım başı bereket, bolluktur Anadolu. Taşını sıksak su çıkar, toprağına kazma vursak gül fışkırır…

“Yüzün çizdim tırnağınan elinen

Karnın yardım kazma ilen bel ilen

Yine karşıladı beni gül ilen”

İsyan demek türkü demektir, ağıt demektir… Aşıkları, ozanları, manileri, türküleri, edebiyatı, insanın ruhunu doyuran destanlarıyla onurdur Anadolu. Genç kızların dilindedir sevda türküleri, tarladaki ırgat türkü eylemiştir emeğinin gücünü, dağa çıkmış yiğidinin naralarındadır öfkesi…

İsyan sarmıştır Anadolu’yu çünkü zalimin yumruğu ezmiştir halkı.

Atçalı Kel Mehmet Efe’den Çakırcalı’ya,

Karayılan’dan Şerife Bacı’ya, Mustafa Suphi’den

Kızıldere’ye, Mahir Çayan’dan Dursun Karataş’a… yüzlerce yıllık isyanın adıdır Anadolu… 12 Temmuzlardan 16-17 Nisanlara, Apolardan Berdanlara, 122’lerden Erdallara, Hasan Selimlerden İbrahimlere kadar garantisidir yüzlerce, binlerce vatan evladı Anadolu zaferinin.

Bağrında onu çok seven devrimciler var. Bu vatan için ölecek olan binlerce vatansever var. Anadolu’yu emperyalizme ve onun işbirlikçilerine peşkeş çektirmemek için silah elde savaşacak nice yiğitleri var. Dün vardı bugün de var, yarın da olacak.

Ve biz, uğruna canımızı ortaya koyduğumuz, bedel neyse kendimizi sakınmadığımız Anadolu’muzu daha yakından tanımak, tüm zenginliklerini yakından öğrenmek için bu yazı dizisini başlatıyoruz. Anadolu’yu karış karış tanıyacak, vatan sevgisinin içini dolduran tüm güzellikleri ele alacağız bir bir… VATAN kelimesini UMUT’la birleştireceğiz…

“Canım Anadolum,

Memleketimiz!

Çalışan halklarıyla ümmi

Çalışan halklarıyla garip,

Irgadı, esnafı, madencisi, iptidaî aletleri

Kadınları, erkekleri, hapishaneleri;

Başı boş suları, dumanlı vadileri, yoz topraklarıyla,

İşsizleri, realist şairleri, mücahitleri,

Sokak şarkısı, keten helvası,

Akşam Haberleri satanlarıyla memleketim…”

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version