DEMİRCİ KAWA KİMDİR?
2600 yıl önce, Mezopotamya’yı kan gölüne çeviren Asur Kralı, zalim Dehak’a karşı, Ortadoğu halklarının başkaldırısının kahramanıdır Demirci Kawa.
Kawa’nın yaktığı isyan ateşi, özgürlüğe atılan yeni bir adım, geleceğe açılan “yeni gün”dür. Yani Newroz’dur. Newroz, sömürüye, zorbalığa karşı kazanılmış zaferin bayramıdır.
Zorbalığa karşı kazanılan zaferden bugüne kadar, yüzyıllar boyunca, Ortadoğu halklarının başından, yeni Dehak’ların, yeni zalimlerin zulmü ve sömürüsü hiç eksilmedi.
Halklarda, zalimlerin, zorbaların saltanatına karşı birliğinin, kardeşliğinin, kurtuluş umudunun simgesi olarak, Demirci Kawa’nın yaktığı isyan ateşini söndürmediler. Newroz’u hep yaşattılar.
DEMİRCİ KAWA’NIN BİNLERCE YILDIR HALKLARIN DİLİNDEN DÜŞMEYEN EFSANESİ
Efsaneye göre yüzyıllar öncesinin zalimi Dehak’tır. Dehak Asur İmparatorluğu’nun kralıdır. Bu zalim karşısında ezilen ise Mezopotamya halklarıdır. Dehak, yüksekçe bir kayalığın zirvesinde, halka tepeden bakan sarayında yaşar. Dehak’ın bildiği tek şey kötülük etmektir. Zevk sefa içinde yaşarken bir gün onun da kapısını çalar dert. Dehak amansız bir hastalığa yakalanır. Beynindeki zehir bir ura dönüşür ve onu ölümcül bir hastalığın pençesine düşürür. Dehak acılar içinde kıvranarak yataklara düşer ve hastalığına çare bulanamaz. Doktorlar, Dehak’ın acılarının dinmesi ve hastalığının iyileşmesi için yaraya genç ve çocukların beyinlerinin sürülmesini önerirler. Halk buna karşı çıkar. Bile bile evlatlarının canına kıyıp beynini götürmek istemez. Ama zalim Dehak, karşı çıkanları kaleye toplar ve işkencelerden geçirerek öldürür. Halk yaratıcılığını kullanıp kendine bir çözüm yolu bulur. Gençlerin yerine her gün oğlak veya kuzu beynini temizleyip götürmeye başlar. Bu uzun süre böyle devam eder. Halk biraz rahatlamıştır. Ama bir gün götürülen beynin içinde kuzu kılı çıkınca Dehak durumu anlar ve çok sinirlenir. Askerlerine gençleri kendilerinin öldürüp beyinlerini alıp getirmelerini emreder.
Böylece İran coğrafyasında yıllarca süren bir katliam başlar; her gün zorla anne babalarından alınan gençlerin kafası kesilip beyinleri merhem olarak Dehak’ın yarasına sürülür. Dehak’ın zalimliği böyle büyür. Halk çaresiz ve güçsüz düşmüştür. Herkeste öfke çığ gibi büyür henüz patlak vermemiştir ama bu öfke kendine akacak bir yer arayarak artar.
Gençler katledilirken sıra bir gün, daha önce bu şekilde 6 oğlunu kaybetmiş olan, Kawa adındaki demircinin en küçük oğluna gelmiştir. Kawa, kurban edilen her oğlunda ve gençte Dehak’a ve zalimlere karşı öfkesini büyütmüştür. Kawa emekçidir. Demir döver, demirine şekil verir. Dehak’ın her zalimliğinden onun da yüreği dağlanır. Kawa, bu zulme dur demek gerektiğini düşünür. Hesaplaşma günün planlarını yapar. Kavga gününü kurar kafasında. Yıllarca demir döver ve hesaplaşma gününde zalime doğrultmak, onu yok etmek için silahlar yapar. Demirci Kawa’nın örse vurduğu her çekiç zalimden hesap sorma gününün habercisidir. Her çekiçte güçlenir, çelikleşir. Demirci dükkânında demirden savaş malzemeleri yapar ve bir taraftan da halkı bu zalimliğe dur diyebilmek için bir araya gelmeye çağırır. Kawa’nın, Dehak’tan hesap sorma fikri yıllardan beri ezilen, horlanan ve evlatlarını kaybeden, canı yanan halk içinde yavaş yavaş yayılmaya başlar. Mart ayının 20’sini 21 ‘ine bağlayan gece zalim Dehak’a karşı direniş başlar. Aynı zamanda bu direniş Dehak’ın egemenliğindeki bütün topraklarda devam eder. Direniş bittiğinde Kawa’nın halk harekâtı Dehak’ı ve yönetimini devirir. Direnişçiler kendi aralarında dağlar da ateş yakara kutlarlar zalimin sonunu. Ateşlerin alevlerinin görüldüğü her yerde yeni ateşler yakılır. Sevinçle dağlara koşan halk bu ateşlerin etrafında oynamaya başlar.
Dehak’a ait olan her şeyi ateşe verirler. Dehak’a ve zulmüne dair her şey o ateşin içinde yok olur. O ateş artık yenilik, özgürlük olur. Zulmün olmadığı yeni günün başlangıcı olur. O gün halklar için yeni bir gündür. Newroz ‘dur.
EFSANELER HALKLARIN ORTAK BELLEĞİDİR
Demirci Kawa efsanesi, kahramanların isimleri değişse de bugün, Kürt, Fars, Arap, Türk halkları arasında hala yaşanılır, anlatılır. Ortadoğu halklarının tarihinde onlarca isyan, başkaldırı örneği vardır. Ve mayasını Demirci Kawa’lardan alır. Her isyan bir Newroz’dur.
Ortadoğu halklarının bu direngen, baş eğmez yanını yok saymak, yok etmek için önce tarihine saldırırlar. Köksüz bırakmak isterler. Bu nedenle Newroz kutlamalarını önce yasakladılar ve bu işe yaramayınca bu kez başkaldırı içeriğini boşaltmaya çalıştılar.
Adına “Bahar Bayramı” “Ergenekon günü” dediler. Ama ne olursa olsun Ortadoğu halkları sahip çıktı tarihine. Sahip çıktı zalime başkaldıran halka kahramanı Demirci Kawa’sına, Newroz’una.
Bugün Emperyalizm Dehak’ın yönetimlerinden daha zalim, daha pervasız yöntemlerle saldırıyor Ortadoğu halklarına. Ortadoğu halklarını bir bütün olarak teslim almaya çalışıyor. Bunun için her türlü yöntemi kullanıyor. Buna karşılık Ortadoğu halkları kanıyla suluyor vatanını. Emperyalizm en kanlı yöntemlerle işgal ediyor. Boyun eğdirmeye çalışıyor.
Kendisine boyun eğmeyen, sömürü politikalarının önünde engel olabilecek tüm iktidarları yok ediyor. Ya da kendine işbirlikçi hükümetler kurmaya çalışıyor. Direnenlere “Direnirsen öldürürüz, halkı katlederiz, ülkeni yerle bir ederiz “diyorlar. Emperyalistlerin Filistin’de, İran’da, Libya’da, Suriye’de, Afganistan’da ve Türkiye’de yaptıkları Dehak’lıktır.
Halka zulmeden emperyalistler bugünün Dehak’larıdır. Bugünün Dehak’ı Amerika. Demokrasi, özgürlük adına Irak’ı işgal etti. Irak halkının başına bombalar yağdırdı, Iraklı genç kızların ırzına geçti ve bunları övünerek anlattı dünya halklarına. Ortadoğu halklarının gözünü korkutan örnek olsun istedi. Yaptığı yağmaya, talana özgürlük dedi, demokrasi dedi, imparatorluğunu ilan etti.
Bugünün Kawa’ları ise, zulme, sömürüye karşı direnenler, bağımsız, demokratik bir ülke için savaşanlar ve şehit düşenlerdir. Çocuklarına bir dilim ekmek götürmek için alın terini satan, emeğiyle çalışan işçilerdir. Bugünün Kawa’ları emperyalizme karşı savaşan halklardır.
Dehak’lara isyan, Ortadoğu halklarının ortak kaderi, ortak tarihi olmuştur. Çünkü Dehak’ların gözü hep bu topraklar üzerinde olmuştur. Bugün de bedeller ödüyor, acılar çekiyor Ortadoğu halkları. Ama hala zalim Dehak’ların karşısında boyun eğmiyor, direniyorlar. Emperyalizmin karşısına Newroz isyanıyla çıkıyorlar.
Ortadoğu halkları, bir gün öfkesini birleştirip zalim Dehak’tan yaptıklarının hepsinin hesabını soracaktır. Newroz ateşi Anadolu halklarıyla birlikte tüm Ortadoğu halklarını saracaktır.
DEMİRCİ KAWA, DİYOR Kİ; hiçbir zulüm bin yıl sürmez. Hiçbir zalim binlerce yıl sömüremez. Ona da dur diyen çıkacaktır. Onu da yıkan olacaktır.
Kawa halkın yarattığı bir efsanedir. Ancak halkın bilincinde yatan şey zalimlerden hesap soracak birilerinin her zaman tarih sahnesine çıkacağı gerçeğidir. Halk bu gerçeğe inanır. Çünkü halk engin bir deryadır ve içinde binlerce Kawa gibi kahramanı barındırır. Egemenlerde bu gerçeği çok iyi bilirler. Ol sebepten dolayıdır ki halkın üzerindeki baskıyı ve zulmü arttırarak korkularını yenmeye çalışırlar. Son kertede halkımız zulmün ilelebet sürmeyeceğini ve bir kahramanın ortaya çıkıp halkı karanlıktan kurtaracak olan ateşi yakacağına inanır.