Home Genel Yüksel Direnişçileri, KESK’ten Nasıl ve Neden Tasfiye Edildi? (3)

Yüksel Direnişçileri, KESK’ten Nasıl ve Neden Tasfiye Edildi? (3)

0

YÜKSEL DİRENİŞÇİLERİ, KESK’TEN NASIL VE NEDEN TASFİYE EDİLDİ? (3)

Emperyalizm, dünyada her yerde aynı politikaları uygulamış; ama aynı sonucu alamamıştır. İstediği sonucu almasını engelleyen, halkların direnişi ve esas olarak da halkların direnişine öncülük eden önderliğin sahip olduğu ideolojidir.

Geçen hafta, 1960’ların sonlarından itibaren ülkemizdeki antiemperyalist mücadelenin bir çizgi, bir direnme geleneğine dönüştürülmesini sağlayan Mahir Çayan öncülüğünde yaratılan sürecin dönüm noktalarını anlatmıştık.

Bir kez daha tekrar edelim ki; Anadolu topraklarında devrime ve devrimciliğe dair her şey, KIZILDERE ile başlamış ve Kızıldere geleneği ile sürdürülmüştür.

1960’lardan başlayarak emperyalizmin politikalarını ve buna karşı Kızıldere geleneğinin saldırıları nasıl püskürttüğünü ve boşa çıkardığını kısaca hatırlayalım.

✭1960’larda emperyalizm, halkın silahlı mücadelesinin önünü kesmek için “Ayaklanmaya Karşı Mücadele” stratejisi ile saldırdı. ÜLKEMİZDE BAĞIMSIZLIK ŞİARIYLA KİTLESEL EYLEMLER ve SİLAHLI MÜCADELE BAŞLADI.

✭1970’lerde dünya halklarını faşist cuntalarla teslim almak istediler. BİZDE 50 YILLIK REVİZYONİZM YERLE BİR EDİLEREK, KIZILDERE DİRENİŞİ’YLE ANADOLU İHTİLALİ’NİN MANİFESTOSU YAZILDI.

✭1980’ler “balığın suyunu kurutma” yani tüm halkı teslim almak için hapishaneler, işkenceler ve ‘gerekli görülen yerlerde’ yeniden cuntalar süreciydi. ANADOLU’DA “CUNTA 45 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZ” DİYEN DEVRİMCİLER; HAPİSHANELERDE ÖLÜM ORUCU, DIŞARIDA FTKSME’LER VE SDB’LERLE KARŞILIK VERDİ VE AMERİKANCI FAŞİST CUNTAYI YENDİ!

✭1990’larda SSCB’nin yıkılmasıyla emperyalizm, “Sosyalizm öldü, devrimler çağı bitti, elveda proletarya” diyerek sosyalizme inançsızlık yaymaya girişti. Irak’ı işgal eden ABD emperyalizmi tüm dünya benim savaş alanım diyordu. BİZDE “BAYRAĞIMIZ ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA DALGALANACAK” DİYEN DEVRİMCİ SOL, ÇATIŞMA ALANLARINDA ORAK-ÇEKİÇLİ BAYRAKLAR DALGALANDIRDI. “YIKILAN SOSYALİZM DEĞİL, REVİZYONİZMDİR” DENİLEREK DÜNYA HALKLARININ SOSYALİZME İNANCI TAZELENDİ.

✭2000’lerde ABD emperyalizmi “Ya düşünce değişikliği ya ölüm ya bendensin ya düşmanım” diyerek ABD imparatorluğuna boyun eğdirme saldırısı başlattı. BİZDE SARSILMAZ DEVRİM VE SOSYALİZM İNANCIYLA, ABD EMPERYALİZMİNİN ASKERİ, SİYASİ, EKONOMİK VE İDEOLOJİK SALDIRILARINA KARŞI 7 YIL BOYUNCA DİRENİŞ SÜRDÜ. HAPİSHANELERDE VE DIŞARIDA DEVRİMCİLER DİRENEREK, 122 ŞEHİTLE BOP VE GOP PROJELERİNİ ÇÖKERTTİ! NATO KARARI OLAN TECRİT, CEPHELİ DEVRİMCİLERİN ŞEHİT BEDENLERİNE ÇARPARAK TUZ BUZ OLDU.

✭2010’larda emperyalizm “RENKLİ DEVRİMLER VE ROJAVA DEVRİMİ” aldatmacalarıyla teslim alamadıklarını “terör” demagojileriyle devrimcilerin başlarına tek tek ödüller koyarak yok etmek istedi. Tüm dünyada silahlı örgütleri “BARIŞ” masalarına oturtarak, “SOLU, SOLLA VURARAK” mezara gömdü. ANADOLULU DEVRİMCİLER İSE “BAŞ ÇELİŞKİ HÂLÂ EMPERYALİZM İLE DÜNYA HALKLARI ARASINDADIR” DEDİ. SİLAHLARINI GÖMEN, ELLERİ HAVADA TESLİM OLAN SİLAHLI ÖRGÜTLERİN AKSİNE, “DİRENMEYEN ÇÜRÜR, SAVAŞMAYAN ÖLÜR” GERÇEĞİNİ BİLEN SAVAŞÇILAR, YAKILIP YIKILAN SIĞINAKTAN SİLAHLARINI ÇIKARARAK HALKIN UMUDUNA VE ONURUNA SAHİP ÇIKTI. “YARALI VE YANIKLAR İÇİNDE ÜÇ GERİLLA DEVRİM YAPAR!” DİYEREK SAVAŞI SÜRDÜRDÜ VE DEVRİMCİ İDEOLOJİNİN TESLİM ALINAMAYACAĞINI GÖSTERDİ.

✭2016 sonrası emperyalizm; IMF ve DTÖ talimatlarını tüm dünyada uygulatabilmek, özelleştirmelerin önünü açmak, Amerikan İmparatorluğu’nu tesis etmek, sömürüyü derinleştirmek ve süreklileştirmek için işbirlikçi oligarşilere baskı yapmaya başladı. BİZ OLİGARŞİNİN OHAL SALDIRISINA; “80 MİLYON HALKI TESLİM ALAMAZSINIZ”DİYEREK GATT ve GATS SALDIRILARINI, AKP’NİN OHAL VE KHK SALDIRILARINI YÜKSEL DİRENİŞİ’YLE AŞTIK, 324 GÜNLÜK AÇLIK GREVİ İLE ANADOLU HALKLARINA BARİKAT OLDUK.

✭2020’lerde emperyalizm tüm dünya solunu “BARIŞ, KADIN, ÇEVRE, LGBTİ+, MÜLTECİLİK” batağına saplayıp, sivil toplumculaştırdı. Saldırılarla teslim alamadığı tek güç olan devrimcileri ise “TECRİT EDİP YALNIZLAŞTIRMA, TERÖRİZE EDEREK İMHA ETME” politikalarıyla, “UZLAŞMA-TESLİMİYET-TASFİYE” sürecini işleterek, sürekli aynı noktaya vurarak yok etmek istedi. BİZ “ANADOLU’DA SİVİL TOPLUMCULUK DEĞİL, DEVRİMCİLİK KAZANACAK” DEDİK. 30 KİLOLUK BEDENLERİMİZLE İŞBİRLİKÇİ OLİGARŞİNİN YASAL ZORBALIĞINA DİRENEREK, MARKSİST-LENİNİST İDEOLOJİNİN TESLİM ALINAMAYACAĞINI, KIZILDERE GELENEĞİNİN TASFİYE EDİLEMEYECEĞİNİ GÖSTERDİK. “F TİPLERİYLE YAPAMADIĞINIZI, S, Y VE YÜKSEK GÜVENLİKLİ KUYU TİPLERİYLE DE YAPAMAYACAK, DEVRİME VE DEVRİMCİLİĞE İNANÇSIZLIK YARATAMAYACAKSINIZ” DEDİK VE TAM TESLİMİYET VE TASFİYE SALDIRILARINI YENDİK!

KESK, DİSK, TMMOB, TTB İçindeki Sol Anlayışlar, Nasıl ve Neden Tasfiye Oldu?

-Devrim ve sosyalizm inancını kaybettiler.

-İktidar iddiasından koptular.

-Sınıf bilinçlerini ve sınıf kinlerini yitirdiler.

-Şehitleri, tutsakları, tüm devrimci gelenekleri değersizleştirdiler.

-Devrimciliğin yerine protestoculuğu tercih ettiler.

-Haklılık ve meşruluk yerine yasallığa hapsoldular.

-“Kitle kaçar, kitle korkar, kapsayıcı olmalıyız” diyerek kendi korkularını ve teslimiyetlerini gizlemeye çalıştılar.

-“Bedel ödemeden risksiz solculuk” arayışına girdiler. Bu, onları önce durağanlığa ve gerilemeye sonra tamamen tasfiyeye götürdü.

-Tüm ufuklarını parlamentoyla sınırladılar, seçimler onlar için “her şey” haline geldi.

-Bedel ödememek için direnmeme suçu işleyip, halkımızın daha ağır bedeller ödemesine neden oldular.

-Mültecilik, kaçkınlık, teslimiyet, ihanet… Karşı devrimci ne varsa meşrulaştırdılar.

-Anadolu ve dünya halklarının tarihine ve geleceğine ihanet ettiler.

-Marksist-Leninist literatür yerine, tarihsel ve sınıfsal kavramlar yerine, burjuvazinin kavramlarını benimsediler. Örneğin; emperyalizm yerine “kolonyalizm”, yeni sömürgecilik yerine “neoliberalizm” demeyi tercih ettiler. Çünkü emperyalizm kavramı, dünyanın her yerinde halkların aklına aynı şeyleri getirir; işgal, katliam, yağma, tecavüz, sömürü…

Ve bunlar varsa, bunlara karşı mücadele de olmak zorundadır. Ama bu mücadeleyi yürütecek ne örgüt ne program ne iddia ne irade ne de mücadelenin bedellerini göğüsleyecek cüret vardır NATO solcularında. Kavram, çözümü belirler; bu nedenle kavramlaştırmaları da burjuvazi gibidir.

İşte reformizmin, Yüksel Direnişçilerini sendika binalarından tekmelerle atmalarının, Nuriye Gülmen’i yerlerde sürüklemelerinin, dillerinden düşürmedikleri “demokrasi” ile üç saniye söz hakkı bile vermeden sendikalardan ihraç etmelerinin altında yatan nedenler bunlardır. Bu nedenle emperyalizm ve oligarşi tüm gücüyle devrimcilere saldırırken, el birliğiyle Yüksel Direnişçilerini linç etmekte, sendikalardan tasfiye etmekte hiç tereddüt etmediler.

Yüksel Direnişçilerini Sendikadan İhraç Eden KESK Ne Demek İstedi?

Öncelikle hatırlatalım ki; tasfiye süreci 2017’de KESK ile başlamıştır. Daha önce de Çağdaş Hukukçular Derneği, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu içinde de benzer saldırılar ve tasfiye girişimleri defalarca kez yaşandı.

Çünkü;

ÇHD’den

DİSK’ten

KESK’ten tasfiye etmek istedikleri, devrim ve devrimcilikti.

Suriye’ye emperyalist müdahale sürecinde BİR TEK BİZ doğru politika belirleyip emperyalizme karşı durduk, Rojava sürecini BİR TEK BİZ emperyalizmin üs bölgesi haline gelen Kürt milliyetçiliğini mahkûm ettik!

KESK yönetimindeki Kürt Milliyetçileri, EMEP, ÖDP (SOL Parti), CHP ve HALKEVLERİ saldırılarla ne demek istedi

GATT ve GATS yaptırımlarına, Dünya Ticaret Örgütü’ne karşı koyarsanız

-İşbirlikçi tekellerin karlarını zedelerseniz

-AKP faşizmine karşı eylem yaparsanız

-OHAL’i Anadolu halkları üzerinde etkisizleştirirseniz

-Direnerek yeni direnişlere kaynaklık ederseniz

-Bizim direnmeme suçlarımızı, emperyalizmin ve faşizmin güdümündeki politikalarımızı teşhir ederseniz

-Devrimin ve devrimciliğin onurunu korumaya devam ederseniz karşınızda bizi bulursunuz. Süleyman Soylu’ya taahhüt ettiğimiz gibi sizi linç ederiz, yerlerde sürükler tekmeleriz, sendikalardan ihraç ederiz dediler ve yaptılar.

Reformizm, devrimcilere karşı saldırıda her zaman emperyalizmin “sol eli” oldu. Soysuz Süleyman Soylu “DHKP-C KESK’e çökecekti, yine biz engel olduk” dedi. KESK’li Kürt milliyetçisi Sinan Ok da “Burada borunuzu öttüremeyeceksiniz, bitti artık!” dedi.

Burjuvazinin diliyle konuşup, beyniyle düşünen reformizm, devrimcilere saldırı yöntemlerinde de aynılaşmıştı. Ama yine de kazanan direniş oldu, devrimcilik oldu.

Haftaya Yüksel Direnişi’ni ve sendikaları anlatmaya devam edeceğiz.

EMPERYALİZMİN ÜLKEMİZDEKİ YAĞMA VE SÖMÜRÜSÜNE, GATT VE GATS SALDIRILARINA, AKP FAŞİZMİNİN OHAL’İNE KARŞI EN GÜÇLÜ BARİKAT: YÜKSEL DİRENİŞİ (21. Bölüm)

EMPERYALİST TEKELLERİN VE İŞBİRLİKÇİ TEKELCİ BURJUVAZİNİN, AKP’NİN ÖNÜNE KOYDUĞU GÖREV

1)GATT (Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması) ve GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) hükümlerini yerine getir!

BU NE DEMEKTİR?

Tüm üretim ve hizmet alanlarında tek söz sahibi emperyalistler ve esas olarak da ABD olacak. Kapılarını sonuna kadar emperyalist tekellere aç!

2)Tahkim Yasalarının gereğini yap!

BU NE DEMEKTİR?

İşbirlikçi oligarşinin mahkemelerinin hiçbir hükmü yoktur. Emperyalist tekellerin çıkarları için son söz emperyalist mahkemelerindir!

3)Kamuda küçülmeye git, özelleştirmeleri hızlandır ve arttır!

BU NE DEMEKTİR?

Kamuda çalışan 150 bin kamu emekçisini ve özel sektörde çalışan 50 bin kişiyi işten at! Devlete ait işletmeleri, başta emperyalist tekeller olmak üzere özel şirketlere sat!

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version