ÇOCUKLARI VURMAK, VUR EMRİNİ VERMEK ALÇAKLIKTIR ÇOCUKLARI VURMAK VUR EMRİNİ VERMEK ŞEREFSİZLİKTİR
Tarih: 23 Eylül 2013, Açıklama: 417
Başbakan Erdoğan “Polislere talimatı ben verdim” diyor. Erdoğan’ın talimatıyla Haziran Ayaklanması’nda 6 kişi katledildi. 12 kişinin gözü çıkartıldı. Binlerce kişi yaralandı, gözaltına anıldı… Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla insanlarımız katledilmeye devam ediyor!
MUHARREM KARATAŞ DA TALİMATI BERKİN’DEN ALDI!
6 ŞEHİT VERDİ TALİMATI MUHARREM’E!
Şimdi Muharrem’in talimatını bekliyoruz!
Bekleyin Bizi Halk Düşmanları!
Dünyayı Başınıza Yıkacağız!
Halkımız, Muharrem Karataş şehit düştü. Çocuklarımız vurulmadan bakkaldan ekmek alabilsin diye şehit düştü. Muharrem, çocuklarımız mahallelerinde ölmeden ekmek alıp geri evine dönebilsin diye şehit düştü.
Evet evet, işte böyle bir ülke Türkiye… Ve bu ülkenin Başbakanı veriyor çocuklarımızın vur emrini…Duyun öğrenin bilmeyene anlatın bunu.
20 Eylül Cuma akşam saat 21.30 sıralarında Haziran Ayaklanması’nda katledilen Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, İrfan Tuna, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve nişan alınarak beyni patlatılan, gözü çıkartılan 12 insanımızın, 95 gündür komada olan 14 yaşındaki Berkin Elvan’ın hesabını sormak için, oligarşinin güvenliğinden sorumlu 250 bin polisin merkez karargâhı Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ait 2 hedef, savaşçılarımız tarafından roketatarla vurulmuştur.
Eylemden 2 saat sonra savaşçılarımız, 5 bin katil halk düşmanı polisin helikopterlerle, köpeklerle katıldığı operasyonda ODTÜ ormanları ile Konya yolu mevkiinde kuşatmaya alınmıştır. Savaşçılarımız burada oligarşinin hava destekli 5 bin polisine, özel timlerine, itlerine karşı son kurşunlarına kadar çarpışmışlardır. Savaşçımız Muharrem Karataş şehit, Serdar Polat adlı savaşçımız da ağır yaralı olarak tutsak düşmüştür.
ŞEHİTLERİMİZ CÜRETİMİZİN KAYNAĞIDIR!
ZAFERİMİZİN GARANTİSİDİR!
Oligarşinin sefilleri şükrediyorlar “can kaybımız olmamıştır” diye. Başbakan Tayyip Erdoğan “hamdolsun roketler duvarlara isabet etti. Can kaybı olmadı” diyor. Yüreğinize boşuna su serpmeyin. Sizi kurtaran şükürleriniz değildir. EYLEMDE CAN KAYBI HEDEFLEMEDİK.
Biz devrimciyiz. Her eylemimizin politik bir hedefi vardır. Oligarşinin temsilcileri de bunu çok iyi bilmektedir. Ve asıl korkuları da ondandır.
Büyük bir cüret ve feda ruhuyla yapılan bu eylemin hedefi üç beş polis öldürmek değildir. Oligarşinin güvenliğinden sorumlu olan, AKP’nin halka karşı savaşta kullandığı katil, işkenceci, halk düşmanı polisler KURUM OLARAK HEDEF ALINMIŞTIR.
Eylemimizin hedefi sıradan bir polis karakolu da değildir. Halka karşı savaşta 250 bin polisin sevk ve idare edildiği merkez karargâhıdır.
İki Cephe savaşçısı tarafından oligarşinin güvenliğinden sorumlu Merkez karargâhında iki ayrı hedef roketatarlarla vurulmuştur.
FEDA RUHU VE CÜRETİMİZ KARŞISINDA HİÇBİR GÜVENLİK ÖNLEMİNİZ İŞE YARAMAYACAKTIR!
OLİGARŞİNİN GÜVENLİĞİNDEN SORUMLU EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KENDİNİ KORUYAMAMIŞTIR.
HALK DÜŞMANLARI, SİZİ HİÇBİR KURUMUNUZ KORUYAMAZ! KENDİ HALKINIZI KATLETMEKTEN VAZGEÇİN.
AKP’nin polislerinin halka, devrimcilere işkence yapmak, insanlarımızı katletmek, yakın mesafeden ateş ederek gaz fişeğiyle gözlerini çıkartmak, beyinlerini asfaltın ortasına akıtmak ve daha her türlü zulmü yapma özgürlüğü var. Katil polisler, AKP iktidarı tarafından adeta çelik bir zırhla korunmaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün olduğu bina Türkiye’nin en iyi korunan bölgesinde bulunmaktadır. Hemen 500 metre aşağısında TBMM, karşısında Kara Harp Okulu, Üst tarafından Hâkim ve Savcı lojmanlarının bulunduğu, her tarafı kameralarla donatılmış, onlarca gizli-açık koruması bulunan bir bölgedir.
Savaşçılarımız oligarşinin tüm güvenlik önlemlerini aşarak belirlenen hedefleri vurmuşlar ve eylem yerinden başarıyla çekilmişlerdir.
BİR SAVAŞÇIMIZIN ŞEHİT, BİR SAVAŞÇIMIZIN DA TUTSAK DÜŞMESİNİ KENDİLERİNE BAŞARI SAYIYORLAR…
Bu nasıl bir başarıdır ki, 250 bin polisin genel merkezi kendini koruyamamıştır. Eylemimiz feda ruhuyla şehitlikler göze alınarak yapılan bir eylemdir. Ve iki Cephe savaşçısı burnunuzun dibine kadar girmiş ve beyninizden vurup çekilmiştir. İKİ CEPHE SAVAŞÇISINA KARŞI 5 BİN POLİS İşte sizin gerçeğiniz budur. 2 Cephe savaşçısına karşı 5 bin polis. Özel Timler, helikopterlerle hava desteği… Özel eğitimli itleriniz… Bunu kendinize başarı mı sayıyorsunuz? Bir devrimciyi katletmeyi başarı mı sayıyorsunuz? Zavallısınız… Durmayın katillerinize ödül verin… Ama bu sizin korkularınızı giderir mi? Artık geceleri rahat uyuyabiliriz diyor musunuz?
Hayır! Asla rahat uyuyamayacaksınız. Oligarşinin güvenliğinden sorumlu Merkez karargâhı kendini koruyamamıştır. Oligarşiyi nasıl koruyacak?
FEDA RUHUYLA SAVAŞAN CEPHELİLERİN CÜRETİNİ HİÇBİR GÜÇ YENEMEZ! Şimdi bütün Cephe savaşçıları Muharrem’in silahını devralmışlardır. Muharrem’in talimatını bekliyorlar. Muharrem’in cüretiyle basacaklar tetiğe… Muharrem’in talimatını yerine getirmenin, beyninizi dağıtmanın sabırsızlığı içindeler…
Askeri olarak da hiçbir başarınız yoktur. Tüm Türkiye halkı sadece iki Cephe savaşçısı karşısındaki korkularımızın büyüklüğüne tanık olmuştur…
Savaşçılarımızın yakalanmasında bir başarıdan bahsedilecekse o da “ithal itlerinizin” başarısıdır. Hiç merak etmeyin, tüm güvenlik önlemlerinizi nasıl aşmışsak itleriniz de işe yaramayacak…
5 bin polisle Muharrem Karataş’ı katletmeyi kendine başarı sayarak korkularını gidermeye, polislere moral vermeye çalışıyor AKP’nin Valisi, İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürleri…
EYLEMİMİZ OLİGARŞİNİN DENGESİNİ SARSTI!
Savaşçımız Muharrem Karataş’ı katlederek başarı öyküleri anlatan AKP iktidarının dengesi sarsıldı. Panik haldeler. “Halkın olduğu her yerde Cephe savaşçılarıyla karşılaşacaksınız, sizin için güvenli yer yoktur” demiştik.
Oligarşide onun paniği var… Attıkları her adımda karşılarına Cephe savaşçılarının çıkacağı korkusunu yaşıyorlar. Bursa’da korkularından bir araca ateş ederek bir kişiyi katlettiler. Şehirlerarası yollarda araçları durdurarak tüm araçları kontrol ediyorlar. Adıyaman’da bir aracın içinden buldukları su borusu parçasını roket parçası olabilir diye teşhis ettirmek için Ankara’dan iti, MİT’i Genelkurmay’dan uzmanları çağırtıp inceleme altına aldılar… İşte AKP polisinin ‘başarı” öyküsü bu… Dengeleri sarsıldı, baktıkları her yerde Muharremlerin paniğiyle hareket ediyorlar.
HALK ÇOCUKLARINI KATLETMENİN HESABINI VERECEKSİNİZ HALKA ZULMETMENİN HESABINI VERCEKSİNİZ!
Aylardır bütün Türkiye’yi gaza boğdular. AKP gibi düşünmeyen tüm halka meydanlar yasaklandı. En sıradan talebini dile getiren halkın üstüne TOMA’lar sürülüyor. Basınçlı sularla, gaz bombalarıyla halkın her türlü talebi sindirilmek isteniyor. Halkımız adalet isterken bile, analar evlatlarının katillerinin yargılanmasını isterken bile yerlerde sürükleniyor.
AKP katilleri yargılamak yerine delilleri yok ediyor. Aylardır sokaklarda terör estiriyorlar. 14 yaşındaki Berkin Elvan üç ayı aşkın zamandır komada. AKP, Berkin Elvan’ı hastaneden attırmaya çalışıyor.
AKP’NİN DOKUNULMAZLIĞI YOK! AKP POLİSİNİN DOKUNULMAZLIĞI YOK!
HALKA ZULMEDENLERİN DOKUNULMAZLIĞI YOK…
Halkımız aylardır adalet istiyor! Katillerin cezalandırılmasını istiyor. Soruşturmanın açılmasına bile izin verilmiyor… Adalet isteyenlere terör estiriliyor… Adalet yoksa halkın adaleti var. Cephe var. Halk kurtuluş savaşçıları var… Halka zulmeden, halk çocuklarını katleden AKP iktidarından hesap sorduk sormaya devam edeceğiz!
Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, İrfan Tuna, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan talimatı vermiştir. Berkin Elvan talimatı vermiştir.
HALKIN ADALETİNİ İSTİYORLAR…
MUHARREM KARATAŞ TALİMATI VERMİŞTİR!
HEDEFLERİMİZİ AÇIKLADIK.
HADİ İSTİHBARATINIZI GÖRELİM…
İTİNİZ, MİT’İNİZ, POLİSİNİZ ŞEFİNİZ KİM KORUYACAKSA KORUSUN SİZİ!
MUHARREM KARATAŞ’IN TALİMATI YERİNE GETİRİLECEK…
YAŞASIN HALKIN ADALETİ…
***
MUHARREM KARATAŞ CEPHE SAVAŞÇISI FEDANIN VE CÜRETİN ADI!
10 Şubat 1978 Çorum, Yoğunpelit Köyü doğumlu. Alevi inancından yoksul bir halk çocuğu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sosyoloji bölümü mezunu. Düzen içinde pekala bir yaşam sürdürebilirdi fakat o, ömrünü halkına adadı, HALKIN ADALETİ oldu.
Muharrem, ailesine yazdığı vasiyetinde şöyle diyor; “Sizden öğrendiklerimle devrim okulundan öğrendiklerim birleşti, yalnız benim babam için değil de yoksulluğun çaresizliği içindeki bütün babalar için çarpıyor yüreğim.”
Muharrem’in hareketimizle tanışması 1998 yılında gençlik mücadelesi içinde olmuştur. Muharrem, hareketimizle henüz tanışmadan önce 1996 Ölüm Oruçlarından etkilendiğini söylemektedir. Muharrem Karataş da, “niye ölüyorsunuz” diyenlere verilmiş yüzlerce cevaptan birisidir. 1996 Ölüm Oruçlarında toprağa düşen 12 şehidimizin Çorum’un Yoğunpelit köyünde boy veren fidanıdır.
Eeyy alçaklar!… Katlederek Muharremleri bitirebilir misiniz? Şimdi kaç Muharrem’in Anadolu’nun dört bir yanında boy vereceğini biliyor musunuz?
Muharrem bir Dev-Genç’liydi. Gençliğin demokratik akademik mücadelesinde defalarca gözaltına alındı. 8 Mayıs 2001 yılında Yaşadığımız Vatan ve Halk Anayasası Taslaklarını kargodan aldıktan sonra evleri basıldı ve gözaltına alınıp tutuklandı. Sivas E Tipi Hapishanesi’nde bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye oldu. 16 Kasım 2003’te Çorum’da tutuklandı ve Sincan F Tipi’nde tutsak kaldı. F Tipinden tahliye olurken şehitlerin hesabını sorma andı içerek mücadeleye koştu…
“Hareket benim için insan onurunun, halkın adaletinin ve gelecek özleminin yaratıcısı ve sembolüdür. Kahramanlık, yoldaşlık, feda gibi büyük değerleri Anadolu devrimine kazandıran gelenekler yaratandır. Yarına dair halkın umududur. Türkiye devrim mücadelesinin sembolüdür” diyor.
Vasiyetinin başında “Silahımı kuşandım ve artık andım vardır ki, ben toprağa düşünceye kadar silahım düşmeyecek elimden. Bu yola gönüllülüğümle, isteyerek ve bu savaşın en temel yasasını bilerek çıktım; ölmek ve öldürmek” diyor.
“Bu köhnemiş düzene vurmak, halklarımızın, analarımızın, biriken öfkemizin, düşen her bir canımızın hesabını sormak cüreti ve onuruyla gidiyorum düşmanın üzerine. Amacım; ideolojimizden, inancımdan, sevgimden, bu düzene kinimden aldığım güçle, halk düşmanlarına vurmaktır. Şimdi en büyük hayalim sorulacak hesabımızdan bir parçasını yerine getirmek, düşmana iyi bir vuruş yapmak ve çok sevdiğim memleketime onurluca gidebilmektir.”
Muharrem hayaline kavuştu. Aylardır halka zulmeden, halkın çocuklarını katleden, gözünü çıkartan, beynini akıtan, 14 yaşındaki bakkala ekmek almaya giderken beyninden vurulup komaya sokulan Berkin Elvanlar’ın hesabını sordu. Uğrunda ölümü göze aldığı adalete susayan halkımıza adalet oldu.
DİREN BERKİN… CEPHELİLER ADALET İSTİYOR SENİN İÇİN!
UYAN BERKİN UYAN, UYAN Kİ EKMEK ALALIM!
DİREN BERKİN ÜLKEMİZE ÖZGÜRLÜK GELSİN DİYE DİREN!
UYAN BERKİN, DİREN BERKİN…
EKMEK DE ALACAĞIZ, ADALET DE ALACAĞIZ, ÖZGÜRLÜK DE ALACAĞIZ… VERMEZLERSE ZORLA ALACAĞIZ BERKİN… DİREN BERKİN!
YAŞASIN HALKIN ADALETİ!
MUHARREM KARATAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!
MUHARREM’İN HESABINI SORACAĞIZ!
Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi