Home Eğitim Bir Hasta Tutsak Nasıl Katledilir? (Kanser Hastası Hasan Karapınar’ın Engellenen Tedavi Süreci)

Bir Hasta Tutsak Nasıl Katledilir? (Kanser Hastası Hasan Karapınar’ın Engellenen Tedavi Süreci)

0

Hasan Karapınar, 6 Şubat 2024’te Çağlayan Adliyesi önünde yapılan, Emrah Yayla ve Pınar Birkoç’un şehit düştüğü adalet eyleminin ardından AKP faşizminin düzenlediği misilleme saldırısında gözaltına alınıp tutuklandı.

7 Şubat günü adli kontrol için karakola giderek imzan veren Hasan Karapınar, 8 Şubat günü de imza vermeye gittiği sırada takip alarak üç sivil polis tarafından gözaltına alındı.

Hasan Karapınar’ı yere yatırarak slogan atmasına fırsat vermeden başına poşet geçirdiler. Hasan Karapınar işkenceye direnerek poşeti yırtınca, kafasına bastırarak karakola götürdüler. İşkence daha ilk anda başladı. Başına poşet geçirmek; havasız bırakmak, gözdağı vererek daha ilk anda teslim almak için yapılan bir işkencedir. Daha ilk anda bir panik yaratarak güçsüz düşürmek istediler.

Karakola gittiklerinde, karakol polisleri üç sivili tanımadı ve olayı anlamaya çalıştı önce. Hasan Karapınar’a üçüncü katta, karanlık bir yerde, yaklaşık bir saat boyunca kafasına bastırarak işkence yaptılar. Teslim edecekleri polisler gelince, siviller karakolu terk etti. Ve ardından Hasan Karapınar’ı Vatan Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler.

Eylemin gücü düşmanda bir panik yaratırken gözaltına alınan devrimciler, coşkuluydu.

HASAN KARAPINAR’IN KANSER HASTASI OLDUĞUNU BİLE BİLE TUTUKLADILAR

Düşman tahammülsüzdü, misilleme tutuklamaları sürgün sevklerle eziyete dönüştürülmek istendi.

Hasan Karapınar’ı 10 Şubat’ta tutukladılar. Tutuklanmasından 14 gün sonra Marmara Kapalı Hapishanesi’nden Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne sürgün sevk ettiler.

Hapishaneleri ideolojik olarak teslim alma, imha merkezlerine dönüştürmek isteyen faşizmin saldırılarına karşı tutsaklık bir okula, eğitim sürecine dönüştürüldü.

Özgür Tutsaklık, programlı bir yaşam, düzenli sistematik bir eğitim, kesintisiz bir üretim süreci demektir.

Hasan Karapınar’da 11 ay süresince üretti. Öyküler, 15 şiir, bir roman yazdı.

HASAN KARAPINAR’IN 2. KEZ KANSER OLMASI İÇİN FAŞİZM HER TÜRLÜ ARACI İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜRDÜ.

HER TÜRLÜ HAK GASBINI, ENGELLEMEYİ, YAVAŞLATMAYI, GECİKTİRMEYİ, İŞKENCEYİ KULLANDILAR.

HASAN KARAPINAR’I KANSER EDEN AKP FAŞİZMİDİR

Hasan Karapınar, yarım kalan tedavisini devam ettirmek için Kocaeli Şehir Hastanesi’ne sevkini istedi. Hematoloji Bölümü’ndeki Uzman Doktor Beytullah Altınkaynak’ın muayenehanesine girdiğinde kanser hastalığını başlatan süreç de başlamış oldu. Doktoru, hastanesi, gardiyanı, hapishanesi, savcısı hâkimi ile devlet, Hasan’ı yeniden kanser etmek için bilinçli bir süreç başlattı. Tıpkı tüm hasta tutsaklarda olduğu gibi…

İşkenceci Doktor Beytullah Altınkaynak, Hasan Karapınar’ı dinlemedi, hastalık geçmişini önemsemedi. Bir önceki tedaviye bir çizgi çekti. Sadece kan alınacağını söyledi. Sağlıkçı gardiyana, “Bir daha bunu getirmeyin” dedi.

11 gün sonra kan tahlili sonuçlarını öğrenmek için gittiğinde, ilk muayenede kelepçeyi çıkarttıran Doktor Beytullah Altınkaynak, bu kez kelepçeyi çıkarttırmadı ve “İşim var bekle başka hastayla ilgileniyorum.” dedi. Hasan Karapınar’ın dosyasını karıştırdı. Ardından sağlıkçı gardiyana, “Bundan sonra muayenesi üç değil altı ayda bir” dedi. Hasan Karapınar’ın kendisine hiçbir açıklama yapmadı, sorularını cevapsız bıraktı.

Sonraki iki ay boyunca hastaneye sevk için uğraştı. Hapishane reviri UNUTTUK dedi ancak Haziran ayında hastaneye sevk ettiler.

Bu sefer işkenceci Doktor Beytullah Altınkaynak yoktu, onun yerine bakan yeni doktor, Hasan Karapınar’ın anlattıklarını dinleyince kelepçeyi çıkarttı. Ve meslek ahlakına sahip bir doktorun yapması gerekeni yapıp “PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) çektirmen gerekir” dedi. “Muayeneler bu aşamada altı ayda bir olamaz üç ayda bir olur, PET çektireceğiz” dedi.

Haziran sonunda PET sonucunda dalağında %50 büyüme olduğu ortaya çıktı. Kanser olup olmadığından emin olmak için doktor ilaçlı PET ve ultrason istedi.

Ve ne olduysa bundan sonra oldu. Çünkü Temmuz ayında hastane sevkleri üst üste iptal edildi. İlaçlı PET için gidildiğinde kelepçeli yapacaklarını dayattılar.

İşkence karşısında tavır alan Hasan Karapınar, muayene olmayı reddetti. Bu sırada ultrason yapıldı. Ve Hasan’ın boynunun sol tarafında 1.5 cm’lik kitle tespit edildi.

Hematoloji doktoruna tekrar gittiğinde, PET çektirmeden sonucu netleştiremeyecekleri söylendi. Ölümcül bir hastalık olan kanserden söz edildiği bir sırada kelepçe işkencesi dayatılarak tedavisi engellendi. Sanki bir kanser hastasına kelepçeyi takan işkenceciler değil de; kelepçe işkencesini kabul etmeyen hasta tutsak suçluymuş gibi gösteriyorlar.

Hasta tutsaklar, tedavi haklarının dayatmalarla gasbedilmesine karşı onurlarına, haklarına sahip çıkıyorlar. Ve bu koşullarda tedavi olmayı bir saldırı olarak ele alıyorlar. Hasan Karapınar da, bunun eziyet olduğunu anlatarak kelepçeyle kabul etmeyeceğini söyledi. Ve “Bunun sonuçlarına kendimde dâhil herkes katlanır.” dedi.

HASAN KARAPINAR, KANSER HASTALIĞIYLA SAVAŞIRKEN FAŞİZMİN HASTALIĞINI KULLANARAK TESLİM ALMA SALDIRISINA DİRENEREK, DAYATMALARI KABUL ETMEYEREK CEVAP VERDİ.

DOKTOR, İŞKENCE YAPTIKLARINI İTİRAF ETTİ!

16 Eylül’de PET çekimi için gittiğinde, geçen sefer “Kelepçeyi açmayız” diyen doktor bu kez “Sakin ol, kelepçeyi açacağız. Geçende dik konuşmasaydın açardık.” dedi. Yani kelepçeyi çıkartmamız gerekirken ilk sefer çıkartmadık diyerek yaptıkları işkenceyi kabul etmiş oldu.

Hastanede tüm kapılar sivil polislerce tutulmuştu.

20 Eylül’de hasta tutsak Hasan Karapınar bir kez daha sürgün sevk edildi. Sevk edilmeden önce hapishane doktoru gelerek “Hastaneden aradılar, durumun kritikmiş” dedi.

Hasan Karapınar’ı kanser olduğunu bilerek tedavi gördüğü hastaneden uzak başka bir şehre Adana’daki Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’ne sürgün sevk ettiler.

SÜRGÜN SEVK SIRASINDA RİNG ARACI OTOBANDA BOZULDU. ASKERLER, ELLERİ KELEPÇELİ OLAN HASAN KARAPINAR’I HIZLA GELEN ARAÇLARIN VURABİLECEĞİ BİR NOKTADA RİNG ARACININ İÇİNDE BIRAKIP KENARDAN İZLEDİLER. HASAN’I “TRAFİK KAZASI” ADI ALTINDA KATLETMEK İSTEDİLER.

Sürgünün amacı, tedavi ile ailenin ve halkın sahiplenmesini engellemekti.

HASAN KARAPINAR’I, HASTA TUTSAKLARA EN FAZLA İŞKENCE EDİLEN ADANA F TİPİ HAPİSHANESİ’NE SEVK ETTİLER. YANİ “ÖL” DEDİLER.

ÜÇ YILDIR DOKTOR YÜZÜ GÖRMEYEN ADANA F TİPİ HAPİSHANESİ’NDEKİ ÖZGÜR TUTSAKLAR, HASAN KARAPINAR’IN TEDAVİ OLMASI YÖNÜNDE KARAR ALDILAR.

Hastaneye her gidişte ağız içi araması, ayakkabı araması ve çift kelepçe işkencesi dayatıldı. Hasan Karapınar da her muayene sonrası hastanenin içinde oturma eylemi yaptı. Çift kelepçe uygulaması bu direnişle kırıldı.

BİR KANSER HASTASINI HÜCREDE TEK BAŞINA TUTTULAR. HÜCREDE DÜŞEN HASAN’IN BAŞINA 8 DİKİŞ ATILDI.

11 EKİM’DE BİYOPSİ YAPILDI. 20 GÜNDE ÇIKACAK DENİLEN SONUÇ 60 GÜNDE ÇIKTI. DOKTOR, “SONUÇLAR EN FAZLA OLSA OLSA 30 GÜNDE ÇIKMALIYDI” DİYEREK BAŞKA BİR İŞKENCEYİ DAHA İTİRAF ETTİ!

6 ŞUBAT 2024’TE TUTUKLANAN HASAN’IN KANSERİNİN NÜKS ETTİĞİ 26 KASIM’DA YANİ 9 AY SONRA NETLEŞTİ.

26 Kasım 2024’te kanserin tekrar ettiği artık netleşti. Adana’daki işkenceci doktor, Adana Şehir Hastanesi Hematoloji Doktoru Nurhilal BÜYÜKKUR’du.

Doktor bu ikinci kanser sürecinde tedavinin daha ağır olacağını söyledi. Çünkü ilk kanser olduğunda gördüğü kemoterapi tedavisi artık yeterli değildi. Kanserli hücreler kemoterapiye dayanıklı hale gelmiş, güçlenmişti çünkü.

TUTSAKLIK KOŞULLARINDA DOKTORUNDAN HAPİSHANE İDARESİNE KADAR ELBİRLİĞİYLE KANSER EDİLEN HASAN KARAPINAR ALENEN KATLEDİLMEK İSTENDİ.

2 ARALIK’TA HASTANEYE YATIRDILAR. KEMOTERAPİ TEDAVİSİ SÜRERKEN 21 GÜN PENCERESİZ, HAVALANDIRMA VE TELEFON HAKKININ OLMADIĞI BİR HASTANE HÜCRESİNDE TEK BAŞINA TUTTULAR. YANINDA, KONUŞACAK, YARDIM EDECEK TEK BİR KİŞİ YOKTU.

Önce bir hafta hastanede yatacaksın dediler. 9-13 Aralık tarihlerinde günde beş saat kemoterapi tedavisi yapıldı. Tedavi toplamda 21 gün sürdü.

Havalandırma hakkın yok.

Telefon hakkın yok.

Dışarıya açılan bir penceren yok.

Temizliği çok ısrar edersen yapıyorlar, yoksa yapmıyorlar.

Üstünü yıkayacak biri yok.

Konuşacak kimse yok.

İşte bu koşullarda geçen 21 gün sonunda Hasan Karapınar, aslında bu süre zarfında tahliye olması gerektiğini öğrendi.

ADLİ TIP KURUMU 4 ARALIK’TA “HAPİSHANEDE KALAMAZ” RAPORU VERMESİNE RAĞMEN BUNU GİZLEDİLER VE TAM 21 GÜN HASTANE HÜCRESİNDE EZİYET ETTİLER.

Hasan Karapınar, özgürlüğünün, özgür koşullarda tedavi hakkının gasbedildiği koşullarda da program çıkartarak 21 günlük işkenceyi savuşturdu.

Günlük yaşamını bir program halinde sürdürdü:

Yanında götürdüğü iki kitabı iki kez okudu.

Bileklik yaptı.

Tanıdığı şehitlerle olan anılarını, yaşadıklarını düşündü.

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Nehirler Aka Aka” şiirini ezberledi.

Haberleri düzenli olarak izledi.

İkinci hafta mektup yazmaya başladı, düzenli mektup yazdı.

Hastane günlüğü tuttu.

Ayten Öztürk’ün yaşadıklarından öğrendikleriyle hareket etti, Ayten gibi programını yapıp hastanedeki kuyuda direndi. Ne hastalığa ne de işkencecilere teslim oldu!

21 GÜNLÜK İŞKENCEDEN ALNI AÇIK BAŞI DİK ÇIKTI HASAN KARAPINAR!

Ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 4 Aralık’ta tahliye kararı verdiğini öğrendi. ATK’nın “Hapishanede Kalamaz” raporunu Hasan’dan gizleyerek 21 günlük eziyet süreciyle katletmeyi bir kez daha denediler. Hasan’ın özgürlüğünü gasbettiler. Kendi yasalarını, kararlarını bile çiğnediler.

26 ARALIK 2024’TE EV HAPSİ KARARIYLA TAHLİYE EDİLDİ.

İŞKENCE BURADA DA BİTMEDİ!

HASTANEYE GİTME TALEBİNE GEÇ CEVAP VEREREK KEMOPTERAPİNİN BAŞLAMASI GECİKTİRİLDİ. TEDAVİSİ AYAĞINDA KELEPÇE, BAŞINDA 4 POLİS BEKLERKEN YAPILDI.

“TEDAVİM ENGELLENDİĞİ İÇİN KANSER BÜTÜN VÜCUDUMA YAYILDI, BAŞKA HAPİSHANEYE SÜRGÜN EDİLEREK TEDAVİM EN BAŞINDAN BAŞLANDIĞI İÇİN KANSER YAYILDI!”

Hasan Karapınar, “10 Şubat 2024 tarihinde komplo ile tutuklanıp bugüne kadar gelen sürede hapishanede tedavimin engellenmesi nedeniyle kanser hastalığına yakalandım ve önce dalağıma, daha sonra karaciğerime son olarak da boynumda kitlelerin çıkmasıyla bütün vücuduma yayılan bir duruma geldi. Bu süreç içerisinde tedavimin yapılmayıp, engellenip hastalığın vücuduma yayılması izlendi.” Diyerek BİR HASTA TUTSAK NASILKATLEDİLMEK İSTENİR, BİZE KENDİ YAŞADIKLARIYLAGÖSTERMİŞ OLDU!

Halk Okulu, Sayı: 273

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Exit mobile version